Robert Allen Zimmerman. Nobel edebiyat ödülünü alan adam. Siz onu Bob Dylan olarak tanıyorsunuz. Kendisi 1941 Minnesota doğumlu. Müzisyen, yazar, şair, besteci ve artık nobel ödüllü bir insan. Gitarı ve mızıkası ile şarkı yapar. Tatlı bir mızıkası vardır. Biraz robotik bilgilendiriyorum galiba, doğallaşalım lütfen.
Evet dediğim gibi Bob Dylan 75 yaşında nobel edebiyat ödülünü aldı. Bu olay kimi yerlerde eleştirilerle karşılandı, kimi yerlerde takdir edildi, kimisinin hiç haberi yok. Benim asıl ele alacağım konu bu ödül değil de, Bob'un ailesi hakkında.
Her tarafta okudum dedesi ile babaannesi yani Zigman ve Anna Zimmerman Trabzon'dan göç etmişler. Sonra Bob, babaannesinin ailesinin Kağızmanlı olduğunu söylemiş. Aynı zamanda evlenmeden önceki soy adının Kirghiz (kırgız) olduğunu da söyleyip, sülalesinin İstanbula dayandığını belirtmiş. Bizim türklerin de göğsü kabarmış tabi. Twitter'da komikli tweetler falan atmışlar. Sonra Ritchie Vales'in In a Turkish Town şarkısının kendisine daha çok hitap ettiğinden bahsetmiş.
Dediğim gibi uzaklardan bir Türk bağlantısı varmış ama çok da abartmamak lazım. Neticede insan olsun yeter.
Bu arada şarkıları da hoştur dinlemeyen varsa aranızda dinleyin arada bir. Mesela benim sevdiğim şarkısı Mr. Tambourine man (öneri).
Yazacaklarım bu kadar MuzMuhBey dostları, kısa ve öz. Sağlıcakla...
15 Ekim 2016 Cumartesi
9 Ekim 2016 Pazar
Sosyal Medyanın Yerlisi : BlindID
Hemen kısaca BlindID nedir onu söyleyeyim. BlindID, hiçbir bilgi içermeden tek dokunuşla her hangi bir yerdeki bir BlindID kullanıcısıyla sadece 45 saniyelik bir konuşma yapabileceğiniz uygulamadır.
Şimdi uygulama gerçekten hoş. Her hangi bir yerdeki kullanıcıyla sadece 45 saniyelik konuşmak hakkınız var ve emin olun can sıkıntısına iyi gelir, insan ilişkilerini artırır, utangaç kişilerin kendine güvenini kazandırabilir vs. 21.yy da insanlar birbirleriyle canlı iletişim kurmaktan uzak, sosyal medyaya dalmış, hayatını sadece beğenilere yorumlara kaptırmış bir halde. Ben kesinlikle bu beğenilere yorumlara kızmıyorum tek sorunumuz bu olayı fazlasıyla abartmak. Neyse konu dışına çıkmadan tekrar uygulamaya dönelim.
Öncelikle uygulamayı indiriyorsunuz ve isteğinize göre facebook ya da mail ile kayıt oluyorsunuz ama bunlar sizin bilgilerinizi sunmak için değil, kesinlikle isim, cinsiyet, yaş falan filan gibi şeyler yok. Giriş yaptıktan sonra ortadaki telefon logosuna tıklayıp aramayı başlatıyorsunuz. Rastgele kullanıcılar ile eşleşip sohbete başlayabiliyorsunuz. 45 saniyelik sohbet bitiminde sizden konuşmanızı iyi ya da kötü olarak değerlendirmenizi istiyorlar. Bunun sebebi hem daha kaliteli hizmet için hem de eğer siz ve partneriniz o konuşmayı iyi olarak değerlendirirseniz bir süre sonra sizi tekrar eşleştirmek içindir.
Tamamen anonimsiniz konuştuğunuz her kimse eğer siz söylemezseniz ne adınızı ne yaşınızı bilecek. 45 saniye konuşun sonra tekrar başkasıyla 45 saniye konuşun.
45 saniye olmasının sebebi ise söyle bir şeydir ki, tanımadığınız insanlarla herhangi bir konuda sohbet etmek ya da sadece tanışmak günümüzün asosyalleşmiş insanları için oldukça zor bir konu ve 45 saniye insanları kısa zamanda birşeyler üretmek konusunda başarılı hale getirebilir. Öte yandan da eğer karşıdaki insan "şakacı" birisi olursa ya da konuşmadan zevk alamazsanız 45 sn dayanmak çok da zor değildir.
Uygulama şuan için sadece IOS' da mevcut ama sanırım kısa zamanda Android'e de gelecektir.
Son olarak kendi görüşümü belirteyim. Uygulama konsept ve fikir olarak güzel, kullanışı basit ve görsel olarak yetkin. Uygulamayı biraz kullandıktan sonra deneyimlerimi yazarak tekrardan paylaşmayı düşünüyorum.
Asosyal olmayın, sağlıcakla kalın...
1 Ekim 2016 Cumartesi
UÇABİLECEĞİNİ HAYAL EDEN TAVUK
Bu yazımda sizlere okuduğum bir kitap üzerinden bir şeyler aktarmak istiyorum. Kitabın ismi "Uçabileceğini Hayal Eden Tavuk" ve yazarı "Sun-mi Hwang". Tek solukta hiç sıkılmadan okuduğum kitaplar arasındaki yerini aldı bu kitap.
Sun-mi Hwang 1963 yılında doğmuş Güney Kore'li bir yazar ve en ünlü eseri de bu bahsettiğim fabl. Yazar yoksulluk sebebiyle orta okulu bitirememiş fakat öğretmeni ona sınıfın anahtarı vermiş ve o da istediği zaman sınıfa girip kitap okuyabilmiş ve sonuç olarak da dışarıdan liseyi bitirmiş. Sonra Seul Sanat Enstitüsü'nün yaratıcı yazarlık bölümünü bitirmiş Chung-Ang Üniversitesinde yüksek lisans yapmıştır. Şuanda Seul'de yaşamını sürdürmekte imiş. Yazdığı bu kitapla yıllarca çok satanlar listesinde kalmış ve klasikler arasındaki yerini almış bu hanımefendi.
Bildiğiniz gibi fabllar öncelikle ders verme amacıyla güldürerek, düşündürerek insana ait bir özelliği insandan farklı varlıklara -genellikle hayvanlara- verilmesidir.
İsterseniz şimdi biraz kitabın içeriğinden bahsedeyim sizlere. Filiz adındaki bir tavuğun öyküsünü anlatır bu eser. Artık yumurtlamak istemeyen ve her gün çiftliğin kapısından özgürlüğe bakan bir tavuk. Kendisi için bir yumurta yumurtlamanın ve kuluçkaya yatmanın hayalini kuran bir tavuk. "Özgürlüğü, bireyselliği, analığı temel alarak çiftliğin geleneklerle sarılı dünyasına baş kaldıran, yürekli ve ilham sahibi bir dişi kahramanın hikayesidir" yazıyor iç kapağında. Yani anlayacağınız bu küçük kitabın içinde sevgi, sadakat, cesaret, fedakarlık gibi duygular var. Umarım sizin de okuyup kendinize bir şeyler katacağınız bir kitap olur.
Son olarak buraya kitaptaki en beğendiğim cümleyi yazmak istiyorum;
"Aynı türden olmanız büyük ve mutlu bir aile olduğunuz anlamına gelmez. Önemli olan birbirini anlamaktır. Bu sevgidir!"
Sun-mi Hwang 1963 yılında doğmuş Güney Kore'li bir yazar ve en ünlü eseri de bu bahsettiğim fabl. Yazar yoksulluk sebebiyle orta okulu bitirememiş fakat öğretmeni ona sınıfın anahtarı vermiş ve o da istediği zaman sınıfa girip kitap okuyabilmiş ve sonuç olarak da dışarıdan liseyi bitirmiş. Sonra Seul Sanat Enstitüsü'nün yaratıcı yazarlık bölümünü bitirmiş Chung-Ang Üniversitesinde yüksek lisans yapmıştır. Şuanda Seul'de yaşamını sürdürmekte imiş. Yazdığı bu kitapla yıllarca çok satanlar listesinde kalmış ve klasikler arasındaki yerini almış bu hanımefendi.
Bildiğiniz gibi fabllar öncelikle ders verme amacıyla güldürerek, düşündürerek insana ait bir özelliği insandan farklı varlıklara -genellikle hayvanlara- verilmesidir.
İsterseniz şimdi biraz kitabın içeriğinden bahsedeyim sizlere. Filiz adındaki bir tavuğun öyküsünü anlatır bu eser. Artık yumurtlamak istemeyen ve her gün çiftliğin kapısından özgürlüğe bakan bir tavuk. Kendisi için bir yumurta yumurtlamanın ve kuluçkaya yatmanın hayalini kuran bir tavuk. "Özgürlüğü, bireyselliği, analığı temel alarak çiftliğin geleneklerle sarılı dünyasına baş kaldıran, yürekli ve ilham sahibi bir dişi kahramanın hikayesidir" yazıyor iç kapağında. Yani anlayacağınız bu küçük kitabın içinde sevgi, sadakat, cesaret, fedakarlık gibi duygular var. Umarım sizin de okuyup kendinize bir şeyler katacağınız bir kitap olur.
Son olarak buraya kitaptaki en beğendiğim cümleyi yazmak istiyorum;
"Aynı türden olmanız büyük ve mutlu bir aile olduğunuz anlamına gelmez. Önemli olan birbirini anlamaktır. Bu sevgidir!"
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)